Ekip

Prof. Dr. R. Funda BARBAROS

Uzun yıllardır içinde bulunduğumuz evreni, gezegenimizi ve insan türünü anlamaya/yeniden okumaya çabalıyorum. Hayata karşı saygılı, özgürlüklerden yana ve doğa yasalarına uyumlu bir yaşamın kurulması için; Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği kurma fikrini ortaya atan insanlardan biriyim. Bu fikrin olabildiğince geniş bir çerçeveye oturtulmasını destekliyorum. Ekolojik iktisat, ortak yaşam kültürü ve zeytin üzerine öğreniyor ve öğretiyorum. Başka bir dünyanın mümkün kılınması için: “Sanat-Edebiyat-Ekolojik İktisat” diyorum.

Doç. Dr. Meneviş Uzbay PİRİLİ

Ben profesyonel hayatımda uzun yıllardır akademisyen olarak çalışıyorum. Dokuz Eylül, Ege, Harran ve Yaşar Üniversiteleri İktisat bölümlerinde çoğunlukla sürdürülebilir kalkınma, ekolojik iktisat, ekonomik büyüme dersleri verdim ve halen devam ediyorum. Zeytince E.Y.D.D’yi meslektaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte yıllardır akademik düzeyde çalışmakta olduğumuz konuları, akademi dışında diğer insanlarla, çevrelerle, kent paydaşlarıyla işbirliği ve dayanışma içinde paylaşabilmek için oluşturduk. Amacımız, toplumsal kalkınmaya, gezegenimizin ekolojik sorunlarına, sürdürülebilir yaşamlara ilişkin çabaları, İzmir’de, ülkemizde ve küresel düzeyde pek çok paydaşla birlikte yeniden düşünmek, tasarlamak ve hayata geçirmekti. Ne mutlu ki bu amacımız her yıl giderek artan etkinliklerimizle birlite hayata geçiyor. 2018 yılından bu yana Zeytince Derneği eğitmen ekibimizle birlikte İzmir’ de gençlere ve yetişkinlere yönelik “ekolojik okuryazarlık” eğitimlerinin yürütücülüğünü yapıyorum. Bu alandaki öncü çalışmalarımdan dolayı “YVES ROCHER Vakfı tarafından , 2022 TOPRAĞIN KADINI ödülünü aldım. Ayrıca, İzmir Sürdürülebilir Kentler Gelişim Ağı İZMİR SKGA Kurulu icra kurlu üyesi olarak, İzmir’in, Yeşil ve Sürdürülebilir bir kent olması doğrultusundaki girişimlere İzmir katkı vermeye çalışıyorum.

Zeytince Derneğinin benim için anlamını, önemini ve her şeyden önce hayatıma kattığı umudu ve iyiliği “dünya sevgisi” – amor mundi – kavramı dolayımında anlatmak isterim. Dünya sevgisi kavramını ünlü siyaset ve sosyal bilimci Hannah Arent’in yazılarından tanıyoruz. Dünya, bir yandan içinde yaşadığımız gezegenimiz ve onun bize sunduğu tüm olanaklara, ekolojik sisteme işaret eder. Ancak aynı zamanda Dünya, yeryüzünün fiziksel olanakları içinde, insanların birlikte hareket ederek, çok çeşitli ilişkiler ağı içinde oluşturdukları ve hayatlarına anlam kazandıran tüm pratikleri, kurumları, kültürleri de içerir. Dünya sevgisi yani amor mundi; bizlere sunulmuş olan fiziksel doğa ile insanlar arası oluşturulan dünya arasında uyum sağlamayı, her ikisini de koruma ve özen göstermeyi, sunulmuş olana minnet duymayı ve Dünya’yı yaşamaya uygun bir yer olarak gelecek kuşaklara aktarma duygusu ve sorumluluğunu anlatır.

Doğanın sundukları ile uyumlu yaşam biçimleri önerebilmek ve bunu birlikte düşünüp eyleyerek hayata geçirebilmek, içinde çelişkiler barındıran zor bir süreç elbette. Bu yolculukta mutlakçılığa değil ama uzlaşmaya ve çoğulluğa dayalı bir iletişim kültür ve etiğini benimsememiz gerekiyor. Çoğulluk, esasında gezegenimizin ve doğanın de ilkesi. Benim için Zeytince derneği, hem içimizde hem de dışımızdaki ve doğadaki çoğulluğu, zihinsel olarak da uygulamada da deneyimlediğim ve öğrendiğim çok kıymetli bir yolculuktur

Selin TUNÇER

Deniz ve nergis kokulu Karaburun’dan İzmir’e iş sebebiyle göç etmiş bir ailenin ikinci kızı olarak dünyaya geldim.

Ulaşımın güçlüklerle sağlandığı köyümün (Eğlenhoca) varlığı öyle değerliydi ki… Burada edindiğim yaşama dönük her deneyim ışığım oldu. Ama aslolan ailem gibi köklerine bağlı bir zeytin ağacının altında büyümüş olmaktı.

Zeytinin kendini doğuran kadim ruh taşıyan ilk ağaç oluşu, insanın kendini tanıma sürecinde hep etkili olmuştur. Düşüncelerin felsefenin elinde hayat bulduğu gibi.

Doğa ile özenli bir ilişki kurmayı amaçlarken Zeytince Derneği’nin varoluşunda buldum kendimi. 2021 yılının Eylül ayında başkanlığını devraldığım, herkese ait olan ama aslında kimsenin olmayan Zeytince Derneği’nin, biz gittikten sonra da yaşanabilir olan başka bir dünyasına yol alıyorum.

Özge YILMAZ

Zeytince Derneği’nin kurucuları arasında yer almış ve 2018-2021 Eylül ayına kadar Zeytince Derneği yönetim kurulu başkanlığı yapmıştır. 15 yılı aşkın süredir yeminli mali müşavir olarak çalışmaktadır. Karaburun’daki Mimas Organik Sabun Üretim Firması’nın kurucu ortağıdır.

Akın ERDOĞAN

1986 yılında Samsun’da doğdum. Lisans eğitimimi Ege Üniversitesi İktisat Bölümü’nde, ardından yüksek lisans eğitimimi yine aynı bölümde bölgesel kalkınma iktisadı üzerine “Sosyal Dayanışma Ekonomisi” konulu tez çalışmam ile 2019 yılında tamamladım.

 

Sivil Toplum alanındaki faaliyetlerime 2013-2014 yılında Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucu başkanlığını yaparak başladım. Aynı zamanda 2017 yılında İzmir Karaburun’da faaliyetlerine başlayan Zeytin Okulu’nun da kurucuları arasında yer aldım. Halen Zeytince Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalarına devam etmekteyim. 

 

 Zeytince ile birlikte Zeytin Rotası, Zeytin Sineği, Ekolojik Okuryazarlık gibi birçok projenin eğitim, seminer ve saha çalışmalarında aktif olarak görev aldım. 2019 yılından itibaren Actors Of Urban Change Programı kapsamında desteklenen “Tramp Kitchen/Aylak Mutfak” projesinin eş-yürütücülüğünü yapmaktayım ve uluslararası projelerde uzman olarak görev almaktayım. 

 

Akademik kariyerime ise Ege Üniversitesi, İktisat Tarihi Doktora Programı’nda ekonomi, ekoloji, tarih, sivil toplum ve müşterekler alanlarındaki çalışmalarım ile devam ediyorum. Sürdürülebilir kalkınma ve çevre yönetimi üzerine teorik ve pratik araştırmalar yürütüyorum.

Dr. Pınar BÖRÜ

Ankara’da doğdum ve bir şehir çocuğu olarak büyüdüm “kekiğin kokusunu tanıyıp onu nerede bulacağımı bilmeden”. Matematik bölümünde lisansımı, İktisat bölümünde doktoramı tamamladım. Şu anda Bağımsız Araştırmacı olarak çalışmalarıma; Çevresel Ekonomi, Yaratıcı Ekonomi, Döngüsel Ekonomi ve Ekoloji alanlarındaki yayınlarım ve uzman olarak yer aldığım çeşitli projelerle devam etmekteyim. Zeytince’nin kurucu üyelerinden biri olarak 2013 yılında başlayan yolculuğumda, sadece teorik alanda değil sahada gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda da önemli deneyimler edindim ve edinmekteyim. Bilinçli ya da bilinçsiz seçimlerimizle dünyada insanlar için oluşturduğumuz yolların çıkmaz olduğunu fark edişim ve bir alternatif arayışıyla içinde yer aldığım Zeytince ile yepyeni bir yolu şekillendirmede bir rolüm olduğu için mutluyum. 

 

Leyla ÖĞÜT

(Mozambik, 1985)

2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünden mezun olmuştur. 2012 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Tasarım Teorileri ve Çalışmaları yüksek lisans programına başlayan Öğüt, eş zamanlı olarak LIGS University pazarlama temelli MBA uzaktan eğitim programında eğitimine devam etmiştir. 


2011 yılı itibariyle uluslararası moda ve tekstil firmalarının görsel iletişim ve görsel sunum departmanlarında yurtiçi ve bölgesel yurtdışından sorumlu üst düzey yöneticilik yapmıştır. Yanı sıra yerli moda firmaları, dil ve kültür enstitülerinin iletişim, operasyon yönetimi ve marka kimliği danışmanlık süreçlerini yönetmiştir.


2016-2018 yılları boyunca Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksek Okulu İstanbul kampüsünde, Temel Sanat, Moda Tarihi ve Sürdürülebilir Moda Tasarımı derslerinde öğretim görevliliği yapmıştır. 2012-2016 yılları arasında sosyal kimlik, kentsel dönüşüm stratejileri, yaratıcı endüstriler konularıyla ilgili çeşitli uluslararası sempozyumlara katılmış ve makaleler yayınlamıştır. 


2018-2019 arasındaki altı ayı Latin Amerika ülkelerinde çeşitli yerel projelerde gönüllü olarak çalışmıştır. 2019 Mayıs-Aralık tarihleri arasında Das Spracheninstitut Kassel-İzmir’de proje direktörlüğü yapmıştır. 2019 Aralık itibariyle Kahuna Bilişim teknoloji tabanlı ürün geliştirme ve operasyon direktörü olarak görev almıştır.


Kendi markası ve organizasyon yapısı altında Proje Yönetimi, Uluslararası Proje İletişim Yönetimi ve İyi Yaşam Koçluğu uzmanlığı ile kariyer hayatına devam etmektedir.

Cansu Pelin İŞBİLEN

Mimarlık bölümü mezunu olan Cansu Pelin, İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı yüksek lisans programını İzmir Bayraklı Sahili’nde piknik aktivitesi örneğinde kentsel mobilya tasarımını araştırdığı tezi ile tamamlamıştır. 2015 yılından beri İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde İzmir’in tarihi kent merkezi çevresine odaklanan İzmir Tarih Projesi’nde çalışmaktadır. Proje kapsamında yürüttüğü çalışmalar, tarihi kent merkezinin potansiyellerini ortaya çıkarmak, farklı geçmişlere sahip insanlar arasında vatandaş katılımını desteklemek için kolaylaştırıcılık yapmak, projeler kapsamında veri toplama ve kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda kamusal alanlar tasarlamak ve bu süreçlerde disiplinler arası uzmanların katıldığı çalışmalar organize etmektir. Profesyonel hayatına ek olarak, lider ve kolaylaştırıcı olarak vatandaş katılımı, sosyal içerme, çevre ve ekoloji içerikli yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde projelerde ve İzmir kenti içinde gerçekleşen çeşitli kültür ve sanat projelerinde yer almaktadır. Fikir üretme, problem çözme, iletişim, kolaylaştırma ve ağ kurma becerilerine sahiptir. Aylak Mutfak’ın eş kurucusu ve Zeytince Derneği üyesidir.

Naime SÜRENKÖK

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde doğmuş olan birisi olarak sanki küçüklüğümden beri bu yolda olmam gerekiyordu.

Tarımla ilgili beyaz yaka iş deneyimim de, köyde keçilere arılara bakarak geçirdiğim zaman da bana çok şeyler kattı şimdiki insana dönüşmem de. Ancak asıl Zeytince Derneği’yle yollarımız kesiştiğinden beri de ekolojik mücadele ve iklim krizine dikkat çekmek için birçok etkinliği hayal edip, planlayacağım yol arkadaşlarımı bulmuş oldum.

Sururi URAS

Güneşli gün saçlı günlerim, uçan atları olan anneannem, deve sırtında yazlığa giden babaannem, arka bahçesinde dalları salıncak ağaçlı evim, gök gözlüm,
nar tanesi ağlayanım, aşısı tutmuş yeğenlerim, Can suyum, kıyamet kopsa elindeki kuru dalı dik diyenim, ağaç için köşkü yürütenim, dikenine mektup takılı güllerim,
tozuna bile tohumlar ektiğim çığlığı şarkılım, ilk hecesi su, her gecesi yıldız hayatım oldu benim.

Babam kitabın ağaçtan olduğunu öğrettiğinde, annemin aldığı ilk kitabımın arasına yapraklar koydum.
Güya yaprakları dallarına kavuştururdum. Annemin aldığı ilk kitap dedim de, neydi biliyor musunuz? Tüm tabiatın dile geldiği ‘Bütünüyle La Fontaine Masalları’.
Ben tabiattım, unuttuğum.

Zeytin Okulu’muza ben mi geldim, yoksa Zeytin Okulu’muz bana mı geldi karıştırıyorum. Bu okul nasıl her yer oldu bana, bilemiyorum.

Çocukluğum her sarı tabelaya (şimdi kahverengi) girilen yolculukta, her su kenarında, her mağara ağızında, her yamaçta,
gölgesi gömlek kolu, duruşu kolalı yaka her ağaç altında verilen molayla, 7-8 saatlik yolu, 15-20 saatte gitmekle geçti. Yolda annem hepimize salatalık soyar, kabuğunu yüzümüze yapıştırırdı.
Acısı vardı salatalığın o zamanlar, hatırlayan var mı? Salatalığın acısı denk geldi mi, annem derdi ki, diğer ucundan ısır. Hayret, tatlı olurdu bi’ anda salatalık.
Annem, her anne gibi bilge, bi’ de manzaraları olan kadın, babam filizleri olan adamdı.
Ben zaten doğanın kucağındaydım, unuttuğum.

Yerim varmış burada, çok mutluyum. Meğer ”Zeytince” konuşurmuşum, her gün hatırlıyorum.
Herkese sarılıyorum.

Yeşim VARDAR

 (İZMİR,1987)
Kısa özgeçmiş: 2011 yılında Ege Üniversitesi İktisat lisans mezuniyetinin ardından, 2013 yılında Ege Üniversitesi İktisat Tezli Yüksek lisans eğitimine başlamış bulunmaktayım. Tez yazım aşamasında araştırmalarım sürerken, özel sektörde dış ticaret alanında aktif olarak çalışmaktayım.
Motivasyon: İzmir’in Karaburun- Eğlenhoca Köyü’nde zeytin tarlalarımızda çocukluğumun geçtiği günlerde aslında farkında olmadan hiç vazgeçemeyeceğim bir alışkanlığı edindiğimi öğrendim. Doğayla iç içe olma. Rüzgarın keskin soğuğunu da, güneşin bunaltıcı sıcaklığını da dedemlerden hatta dedemlerin dedelerinden kalan zeytin ağaçlarının altında hissettim. Dizlerim toprağa dayanmayı daha o yaşlardan öğrendi. Ben büyüdüm zeytin ağaçlarımız ise hala eskisi kadar güzel ve sağlıklı. Okuduğum, öğrenebildiğim, kaynaklardan yaptığım araştırmaların yanı sıra zeytinin bu uzun ömrünü bizzat yaşayarak dokunarak öğrenmeyi başaranlardanım. Eğitim ve geçim sağlama amaçlı zorunlu olarak şehre doğru kayan hayatımda hep bir yanım doğaya yakın ona özlem ve hasretle devam etti.
Bu bağlamda kuruluşundan beri içinde bulunduğum Zeytince, şehirde yaşayan ve yüzünü doğadan hiç çevirmemiş bir grup araştırmacının ekolojik alternatif yaşam alanları yaratmayı hayal etmesiyle yola çıkmıştır. Kendini daha çok yolda keşfetme kararı ile de herkesin kendinden izleri gösterme olanağını sunabilmektedir.
Zeytince ile birlikte, ekolojik yaşamda zeytin ile bir bütün olarak yaşamanın keşfedemediğim sırlarına ulaşmayı, organize olmuş bilginin ortaya çıkaracağı katma değeri gözlemlemeyi, gerektiğinde bildiklerimi katarak gerektiğinde yeni araştırmalara katılarak zeytin hakkında doğadan gelen ama bilinmeyen tüm güzellikleri bulabilmeyi öğreneceğimize inanıyorum. Zeytince gün geçtikçe artan katılımcıların pozitif enerjisi sayesinde ve doğada yaşamın vazgeçilmez bir parçası oldukları gerçeğinden yola çıkarak toprağın bereketli meyvesi zeytinin hakkettiği değeri görmesine yardımcı olacağına inanıyorum.

Burcu HASRA

1984 yılında Bilecik’te doğdum. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 2006 yılında mezun oldum ve o tarihten itibaren Milli Eğitim Bakanlığı’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapıyorum.

Var olan döngünün içinde “beni” anlamaya, anlamdırmaya çalışırken insanı ve insanın doğa ile ilişkisini hep sorguladım. Doğanın sundukları ile uyumlu yaşamaya çalıştım. Bireysel eylemlerimin bir bütünün içinde çoğalmasını ve anlam bulmasını istedim. Çocukların doğa ile bağlarını nasıl güçlendirebilirim ve okullarda ekolojik farkındalığın sağlanması için neler yapabilirim diye düşünürken, bir gün yolum “Doğaya Dokunan Masallar” etkinliğiyle Zeytin Okulu ve Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri ile kesişti.

Ve bugün Zeytince’nin kuruluş hikayesini heyecanla dinlediğim, gelecekte yazacağı bütün hikayelerin içinde olmayı çok istediğim için buradayım.

Belfu Nihal SOLMAZ

Ege üniversitesi İİBF iktisat bölümü öğrencisi, 1993 Osmaniye doğumluyum. 2016 yılından beri Zeytince EYDD’nin gönüllü üyesiyim.

 

Köklerimin topraklarını sulayan yağmurun zeytine nasıl değdiğini en güzel ve en anlamlı şekilde Zeytince’de öğrendim. Ekolojik kaygılarla çıktığım yolda aynı kaygıları taşıyan ve hatta çözüm üreten bir yerde olmaktan mutluluk duyuyorum. Güzel kapılar açan ve açtığı kapıları ekolojiye, felsefeye, bilime ve akla yönelten onlarca bedenin bir araya geldiği Zeytince’de olmanın heyecanı ve enerjisini taşıyorum.

 

Yüzyıllara dokunan bir zeytin ağacının hikayesine ortak olmak ve bu umudu tüm Dünya ile birlikte yaşamak dileğiyle.

This site is registered on wpml.org as a development site.